Son günlerde, uluslararası finans piyasalarında tamamen farklı bir seyir gözlemleniyor: altın fiyatları belirgin bir düşüş yaşarken, borsa ise tersine yükseliyor. Bu anormal durumun arkasında, ABD-Çin ticaret ilişkilerinin yumuşayacağı beklentisinin etkili olduğu düşünülüyor.
Kuala Lumpur'daki ticaret görüşmeleri erken sona erdi ve ön anlaşmaya varıldı. Buna ek olarak, Güney Kore'nin Gyeongju kentinde yapılacak APEC zirvesi sırasında gerçekleşecek olan ABD-Çin görüşmeleri, bu iki olumlu haber piyasanın risk iştahını doğrudan artırdı. New York ve Londra altın fiyatları, günlük %1'den fazla düşüş gösterdi ve hızlanan bir düşüş eğilimi sergiledi. Buna karşın, ABD ve Asya borsa piyasalarında bir artış yaşandı.
Bu yıl altının güçlü performansını gözden geçirdiğimizde, jeopolitik istikrarsızlık elbette bir destek faktörü, ancak ABD hükümetinin başlattığı gümrük vergisi anlaşmazlığı altındaki yükselişi tetikleyen asıl güçtür. Nisan ayında uygulamaya konulan "eşit gümrük vergisi" politikası küresel ölçekte etkili oldu, özellikle Çin'e yönelik gümrük vergileri yüksek seviyelere ulaştı ve bu da ticaret çatışmalarının tırmanacağı endişelerini doğurdu, böylece altının güvenli liman talebinde büyük bir artış yaşandı.
Ancak, mevcut piyasa duygusu değişti. Kuala Lumpur'daki müzakerelerde, taraflar temel konularda hızlıca bir uzlaşma çerçevesine ulaştı. Ayrıca, ABD Başkanı'nın gelecek yıl Çin'i ziyaret edeceğine dair açıklaması, riskten kaçınma duygusunu daha da zayıflattı ve doğrudan altın fiyatlarının geri çekilmesine neden oldu.
Ancak dikkat edilmesi gereken, kısa vadeli rahatlamanın uzun vadeli mücadelenin sona erdiği anlamına gelmediğidir. ABD'nin yarı iletken yasakları, bazı gümrük vergileri gibi temel alanlardaki kısıtlama durumu henüz değişmemiştir, ABD-Çin arasındaki stratejik farklılıklar hâlâ mevcuttur. Bu nedenle, altın fiyatları kısa vadeli beklentiler nedeniyle baskı altında düşse de, uzun vadeli değeri aşırı derecede karamsar bir şekilde değerlendirilmemelidir.
Eğer Çin ve ABD arasındaki rekabetin temel mantığı değişmezse, gelecekte bir çatışma tırmanma sinyali belirdiğinde, altının güvenli liman özelliği yeniden aktive olabilir ve yeni bir yükseliş dönemi beklenebilir. Yatırımcılar kısa vadeli piyasa dalgalanmalarına dikkat ederken, aynı zamanda uzun vadeli eğilimlere de odaklanmalı ve bu konuda değerlendirme yapmalıdır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
8 Likes
Reward
8
6
Repost
Share
Comment
0/400
DeFiDoctor
· 5h ago
Likidite toparlanma belirtileri belirgin, bir gözlem süresi eklenmeli.
View OriginalReply0
ShitcoinConnoisseur
· 10-28 16:52
Bu piyasa hareketi biraz ilginç.
View OriginalReply0
HodlOrRegret
· 10-28 16:51
Kârınızı alın.
View OriginalReply0
BridgeNomad
· 10-28 16:50
terra köprüsü çöküşünden bir deja vu gibi görünüyor... bu kısa vadeli sinyallere güvenme bence
View OriginalReply0
BloodInStreets
· 10-28 16:45
Yine bireysel yatırımcıların başını kaldırdığı iyi bir zaman.
View OriginalReply0
SatoshiHeir
· 10-28 16:42
Veri doğrulaması bu argümanı çürüttü. 2008-2023'ü yeniden değerlendirirken, her bir oyun sonrası değerli metaller mutlaka yükselecektir.
Son günlerde, uluslararası finans piyasalarında tamamen farklı bir seyir gözlemleniyor: altın fiyatları belirgin bir düşüş yaşarken, borsa ise tersine yükseliyor. Bu anormal durumun arkasında, ABD-Çin ticaret ilişkilerinin yumuşayacağı beklentisinin etkili olduğu düşünülüyor.
Kuala Lumpur'daki ticaret görüşmeleri erken sona erdi ve ön anlaşmaya varıldı. Buna ek olarak, Güney Kore'nin Gyeongju kentinde yapılacak APEC zirvesi sırasında gerçekleşecek olan ABD-Çin görüşmeleri, bu iki olumlu haber piyasanın risk iştahını doğrudan artırdı. New York ve Londra altın fiyatları, günlük %1'den fazla düşüş gösterdi ve hızlanan bir düşüş eğilimi sergiledi. Buna karşın, ABD ve Asya borsa piyasalarında bir artış yaşandı.
Bu yıl altının güçlü performansını gözden geçirdiğimizde, jeopolitik istikrarsızlık elbette bir destek faktörü, ancak ABD hükümetinin başlattığı gümrük vergisi anlaşmazlığı altındaki yükselişi tetikleyen asıl güçtür. Nisan ayında uygulamaya konulan "eşit gümrük vergisi" politikası küresel ölçekte etkili oldu, özellikle Çin'e yönelik gümrük vergileri yüksek seviyelere ulaştı ve bu da ticaret çatışmalarının tırmanacağı endişelerini doğurdu, böylece altının güvenli liman talebinde büyük bir artış yaşandı.
Ancak, mevcut piyasa duygusu değişti. Kuala Lumpur'daki müzakerelerde, taraflar temel konularda hızlıca bir uzlaşma çerçevesine ulaştı. Ayrıca, ABD Başkanı'nın gelecek yıl Çin'i ziyaret edeceğine dair açıklaması, riskten kaçınma duygusunu daha da zayıflattı ve doğrudan altın fiyatlarının geri çekilmesine neden oldu.
Ancak dikkat edilmesi gereken, kısa vadeli rahatlamanın uzun vadeli mücadelenin sona erdiği anlamına gelmediğidir. ABD'nin yarı iletken yasakları, bazı gümrük vergileri gibi temel alanlardaki kısıtlama durumu henüz değişmemiştir, ABD-Çin arasındaki stratejik farklılıklar hâlâ mevcuttur. Bu nedenle, altın fiyatları kısa vadeli beklentiler nedeniyle baskı altında düşse de, uzun vadeli değeri aşırı derecede karamsar bir şekilde değerlendirilmemelidir.
Eğer Çin ve ABD arasındaki rekabetin temel mantığı değişmezse, gelecekte bir çatışma tırmanma sinyali belirdiğinde, altının güvenli liman özelliği yeniden aktive olabilir ve yeni bir yükseliş dönemi beklenebilir. Yatırımcılar kısa vadeli piyasa dalgalanmalarına dikkat ederken, aynı zamanda uzun vadeli eğilimlere de odaklanmalı ve bu konuda değerlendirme yapmalıdır.